Okula geri dönme fikri karın ağrıları çekmenize mi sebep oluyor yoksa kalbinizde heyecandan kelebekler mi uçuşuyor? Çoğumuzun hissettiği muhtemelen her ikisinin bir karışımı. İşimi seviyorum. Pazartesi sabahı heyecan ve minnet duygularıyla uyanıyorum. Hafta sonlarını ve tatilleri de çok seviyorum. Bazen yaz sonuna doğru küçük çaplı bir dehşet dalgasının yavaş yavaş hayatımıza süzülmeye başladığını hissedebiliriz. Çünkü artık okula dönüş ile ilgili sinyaller almaya başlarız.
Bu duygularla baş edebilmek, seçeneklere odaklanmak ve tekrar okulun ritmine kolayca geri dönebilmek için bazı önerilerimiz var:
#1 Küçük Adımlarla Başlayın
Bazıları için soğuk suya aniden dalar gibi işe ve öğretmeye geri dönmek tek yol olabilir. Diğerleri için ise bu ani şok, işe yavaş yavaş geri dönerek hafifletilebilir. Bugünden okulun başlayacağı güne kadar uzanan bir program yapın ve yapmanız gereken her şeyi – girmeniz gereken toplantılar, almanız gereken eğitimler vs. – belirleyin. Sonra da istediğiniz ya da ihtiyaç duyduğunuz şeylerin bir listesini çıkarın. Ders ve konu planı, sınıf düzeni ve materyal toplama gibi konu başlıklarını yazın. Yapılması gereken her şeyi belirlediğinizde kendinizi kesinlikle daha iyi hissedeceksiniz. Büyük uğraş gerektiren bir şeyin tüm bileşenlerinin adını koymadan önce genellikle yaşadığımız ağırlık duygusuyla kendimizi ezilmiş hissederiz.
Yapılacak işleri yazmanın ve bir takvime yerleştirmenin temel nedeni, onları ortaya koymak ve işe geri dönüş yolunu kolaylaştırmaktır. İlk “geri dönüş” haftanızda, kendinize günde 3 saatten fazla iş vermeyin. Yaptığınız şey, başlama takviminizi biraz geri kaydırmanız ve yaz tatilinizle işinizi çakıştırmanız anlamına gelebilir, ancak bilişsel ve duygusal sisteminize gerçekten çok yardımcı olabilir.
#2 İlk Adımlarınız Eğlenceli Olsun
İlk çalışma haftası olarak belirlediğiniz haftada ne yaparsanız yapın, mümkün olduğu kadar eğlenceli hale getirin. Eğer ders ya da konu planlaması yapıyorsanız, bunu bir kafede ya da parkta yapmaya çalışın. Kahvenizi yiyeceğinizi alın, açık havadaysanız temiz havayı içinize çekin.
Ayrıca ilk önce en eğlenceli okula geri dönüş işlerini yapmaya çalışın. Mesela duyuru panosu materyalleri için alışveriş yapın, topluluk oluşturma dersleri için güzel şiirler arayıp bulun, sınıfınız için yeni afişler yaratın… Size öğretmeyi ne çok sevdiğinizi hatırlatacak basit şeyleri yapın.
#3 Bir Arkadaş Bulun
Okula geri dönüş işlerinin çoğunu bir iş arkadaşınızla birlikte yapabilirsiniz. Bir kafede oturup konu planlarını yazmak, eğer yanınızda fikirlerinizi tartışabileceğiniz ve sıkıştığınızda destek alabileceğiniz birisi varsa çok daha zevkli bir hale gelir. Eğer okulunuzda aynı zamanda arkadaşınız olan öğretmenler de varsa, birbirinize sınıf düzenleme, materyalleri organize etme gibi birçok konuda yardım edebilirsiniz. Sınıfa geri döndüğünüz ilk gün size yardım edecek ve sizinle oturup konuşacak bir arkadaşınızın olduğunu bilmek işleri kolaylaştırır.
#4 Çocuklarla İlişki Kurun
Bir öğretmen olarak yaz tatilinden döner dönmez eski ya da mevcut öğrencilerimden birini görür görmez, içimi hemen bir mutluluk dalgası kaplar. Bazen okula kayıt yaptırırlarken rastlarım onlara ya da bazıları sınıfıma uğrayıp benimle kucaklaşırlar. Yaptığımız her şeyi neden yaptığımızı hatırlattıkları için çocukları görmek, yeni başlayacak okul yılı hakkında heyecan duymamı sağlıyor. Aynı zamanda yazın bitişinin verdiği hüzünle baş etmeme yardım ediyor.
Bu yönümü fark ettikten sonra okula geri döndüğüm birinci ya da ikinci günde çocukları görmek için bilinçli olarak planlar yapmaya başladım. Bazılarını arayıp sınıfı organize ederken bana yardım etmek isteyip istemediklerini sordum. Karşılığında onlara güzel bir pizza ısmarlamayı önerdim. Onların heyecanı ve varlığı ilk günleri kesinlikle kolaylaştırdı. Matematikle ilgili malzemelerden oluşan kutuları düzenlemek ya da sınıf kitaplığını alfabetik olarak düzenlemek gibi can sıkıcı bazı işleri hallettiler. Sınıfın nasıl organize edildiği ile ilgili verileri düzenlediler. Okula geri döndüğünüz ilk gün, birkaç çocuğu sadece birkaç saatliğine bile olsa sınıfınıza davet etmeyi deneyin.
#5 Zihninizi Organize Edin
Gerçekliği nasıl deneyimlediğimizi zihniyetimiz belirliyor. Zihnimizin, enerji veren, güçlendiren ve onaylayan düşüncelerin dünyasında dolaşmasına yardım edersek, okula dönüşümüzü daha kolay bir yolla gerçekleştirmeyi başarırız. Bu her zaman olumlu şeylere odaklanmanız gerektiği anlamına gelmez. Esas söylemek istediğim, neler düşündüğünüzün bilincinde olmanız ve eğer kafanızda çok fazla “kötü senaryo” dolaşıyorsa, bunu fark etmeniz. Kötü senaryolar, deneyimlediğimiz şeylerin negatif yorumlarıdır. Bizi aşağı çeker ve kendimizi kurban gibi hissetmemize sebep olur. Burada yapılması gereken, bu senaryoları, seçenekler sunan ve insanı güçlendiren yorumlara dönüştürmektir.
Eğer, örneğin, bu yıl yeni bir sınıfa öğretmenlik yapmaya başlayacaksanız, kafanızdan şöyle düşünceler geçebilir: “Uzun yıllardır beşinci sınıflara ders veriyorum, onca zaman sonra bana birinci sınıfı verdiklerine inanamıyorum. Geçen yıl için beni cezalandırıyorlar sanırım. İşi bırakmamı sağlamaya çalışıyorlar. Üstelik birinci sınıfların müfredatını bile bilmiyorum!” Bu, tam bir kötü senaryo örneğidir. Aynı olayın farklı bir yorumu şöyle olabilirdi: “Birinci sınıflara öğretmenlik yapmak nasıl olacak? Kim bilir neler öğreneceğim… Müfredatı da çok merak ediyorum. Sanırım daha iyi anlamak için desteğe ihtiyaç duyacağım.” İkinci senaryoda, öğretmenin, çocuklar üzerinde etkili olup eğitim yılının tadını çıkarma şansı çok daha yüksek.
Düşüncelerimiz gerçekliğimizi yaratır. Eğer eğilimlerimizi fark edersek ve bize daha çok enerji veren düşüncelere yönelirsek, okul yılına çok daha iyi bir giriş yapmış oluruz.
Umarım hepiniz yazın kafa dinlemek ve dinlenmek için kendinize zaman yaratabildiniz. Yaz okulunda ders vermek, profesyonel gelişim workshop’larına katılmak, ailemize ve kendimize zaman ayırmak derken, eminim ki pek çok öğretmen oldukça yoğun bir yaz geçirdi. Yine de umarım dinlenmiş ve yenilenmişsinizdir. Ve umarım hepiniz sınıflarınıza yumuşak ve güzel bir geçiş sürecinden geçerek dönersiniz.